Türk Borçlar Kanunu ve Viyana Satım Sözleşmesi (CISG) Kapsamında Yabancı Unsurlu Satım Sözleşmelerinde Ayıptan Doğan Sorumluluk

PR – M – 033

Ticaret hukukunun uluslararası satım sözleşmelerinde uygulanması farklı hukuk sistemlerinde farklı sonuçların doğmasına sebebiyet vermektedir. Bu durum yapılan sözleşmelerde ortaya çıkan uyuşmazlığa hangi hukuk kurallarının uygulanacağının öngörülememesi gibi sorunlara sebep olmuştur ve yapılan sözleşmelerde çıkabilecek olası uyuşmazlıkları çözecek yeknesak bir hukuk düzenlemesine ihtiyaç duyulmuştur.

Türk hukukunda, yabancılık unsuru taşıyan özel hukuka ilişkin işlem ve ilişkilerde uygulanacak hukukun belirlenmesinde ilk kaynağımız 5718 sayılı Milletlerarası Özel Hukuk ve Usul Hukuku Hakkında Kanun’dur (MÖHUK) olmakla birlikte bir diğer önemli kaynağımız ise Viyana Satım Sözleşmesi’dir. Viyana Satım Sözleşmesi, Türkiye’de yabancılık unsuru taşıyan milletlerarası taşınır mal satımlarında uygulanmaktadır. Türkiye’de Viyana Satım Sözleşmesi’nin yürürlüğe girmesiyle birlikte dünya ticaret kurallarına uyum sağlanmış, bundan önce karşılaşılan belirsizlik ve karışıklıklar önceden belirlenmiş kurallar ve mahkeme kararlarının mevcudiyeti ile daha kısa sürede çözümlenmeye başlamıştır.

Yabancılık unsuru taşımayan satım sözleşmelerine Türk Borçlar Kanunu uygulanmaktayken, ülkeler arasında yapılan ve yabancılık unsuru taşıyan satım sözleşmelerine Viyana Satım Sözleşmesi uygulanır. Türkiye CISG’i 7 Temmuz 2010 tarihinde hiçbir çekince koymadan kabul ederek, 1 Ağustos 2011 tarihinden itibaren antlaşmayı yürürlüğe koymuştur.

Türkiye’nin taraf olması ile Viyana Satım Sözleşmesi iç hukukun bir parçası haline gelmiştir. Bu nedenle, yabancılık unsuru taşıyan bir satım sözleşmesi önüne gelen hakim, Viyana Satım Sözleşmesi hükümlerini uygulamak zorundadır.

Yabancı Unsurlu Satım Sözleşmelerinde Ayıptan Doğan Sorumluluk (CISG)

Satılan taşınır maldaki ayıp kavramı, Türk Borçlar Kanunu ve Viyana Satım Sözleşmesi’nde birbirinden farklı terimlerle ifade edilmektedir. Borcun ihlali niteliğinde olan bu durum, Türk Borçlar Kanununda “ayıp” kavramı ile karşılanmakta iken CISG’de tüm ihlaller için “sözleşmeye aykırılık” kavramı kullanılmaktadır. Türk borçlar hukukunda hatta Kıta Avrupası hukuk düzeninde geleneksel olarak kabul gören genel sözleşmeye aykırılık hükümleri ile ayıptan sorumluluk hükümlerinin ayrı ayrı ele alınır. CISG’de ise Anglosakson hukuk sistemlerinde olduğu gibi ayıplı ifa genel sözleşmeye aykırılığın bir tezahürüdür.

Türk hukukunda sözleşmeye aykırılık; ifa imkânsızlığı ve gereği gibi ifa etmeme şeklinde iki ana başlıkta düzenlemiştir. Common Law sisteminde ise sözleşmedeki her türlü yükümlülük garanti taahhüdü teşkil eder. Yani garanti taahhüdü kapsamında, mal teslim edilmezse teslim taahhüdü, mal geç teslim edilirse vaktinde teslim taahhüdü, mal sözleşmeye aykırı olarak teslim edilirse sözleşmeye uygun teslim taahhüdü ihlâl edilmiş olur. Böyle bir ihlalin sonucunda ise tazminat sorumluluğu doğmaktadır.

Ayıplı mal kavramı CISG’de açıkça düzenlenmemiş olmasına karşın, m.35’te malın sözleşmeye uygun teslim edilmesi hakkında gerekli hususlar düzenlenmiştir. İlgili madde kapsamında, satıcının teslim ettiği mal sözleşmede belirtilen kalite ve türde olmalıdır. Bir diğer husus ise gerekli paket ve muhafaza sağlanarak ürün teslim edilmelidir. Teslim edilen malın “mutat kullanım amacına” uygun olması gerekmektedir ve satıcıya açık veya örtülü olarak sözleşmenin kurulması sırasında bildirilen her türlü özel kullanım amacına elverişli olmalıdır.

CISG’de sözleşmeye aykırılık halinde doğan haklar, ancak ihlalin esaslı olması hâlinde kullanılabilir. CISG m. 25’e göre, taraflardan birinin sözleşme ihlâli, diğer tarafı sözleşme uyarınca beklemekte haklı olduğu şeyden önemli ölçüde yoksun bırakıyorsa, bu ihlâl esaslı sayılır. Üretici; ürünleri önceden kararlaştırılan şekliyle, miktarı, kalitesi ve türü bakımından sözleşmeye aykırı olmayacak şekilde paketleyerek ya da muhafaza ederek teslim etmek zorundadır. Tarafların kararlaştırdıkları kalite standardından daha kötü kalitede ürünlerin teslimi halinde sözleşmeye uygun olmayan bir ürün teslimi söz konusu olacaktır. Alıcı ise satım konusu ürünlere ilişkin inceleme yapma ve uygun sürede satıcıya ayıp bildirimi yapma yükümlülüğü altındadır.

CISG’de sözleşmeye aykırılık hallerinde alıcının sahip olduğu seçimlik haklar; ifa talebi, bedelden indirim talebi ve sözleşmeden dönme hakkıdır. Alıcı sahip olduğu ifa talebi kapsamında, aynen ifayı, malın yenisi ile değiştirilmesini veya malın onarılmasını isteme haklarına sahiptir. Alıcının sahip olduğu seçimlik haklardan, sözleşmeden dönme veya malın yenisi ile değiştirilmesini talep etmesi, ancak ağır ihlâl hâlinde mümkündür

CISG Kapsamında Tazminat Sorumluluğu

CISG’de tazminat sorumluluğunu düzenleyen m.74’te düzenlenmiştir. İlgili hükme göre; Sözleşmeyi ihlal eden taraf, yoksun kalınan kar da dahil olmak üzere tüm zararlardan sorumludur. Tazminat sorumluluğunun doğması için; satıcının / alıcının bir yükümlülüğünü ihlal etmesi, ihlâl sebebiyle bir zararın doğması ve ihlâl ile zarar arasında illiyet bağı bulunması gerekir. Tabi ki sorumsuzluk sebeplerinden birinin söz konusu olmaması gereklidir. Sözleşmeyi ihlal eden kişinin kusuru ya da ihmali aranmazken, bildirim yapılması veya ek süre vermek suretiyle sözleşmeyi ihlal eden tarafın temerrüde düşürülmesi de gerekli değildir.

CISG m. 79’da iki tür sorumsuzluk sebebi düzenlenmiştir; taraflardan birinin sözleşmeyi ihlal etmesinin kendi denetimi dışında meydana gelen bir engelden kaynaklanması hali ve sözleşmeden doğan yükümlülüklerin ifası için bir üçüncü kişinin görevlendirilmesi halinde denetim dışında oluşan bir engelden dolayı sözleşmenin ihlal edilmesi durumudur. Yine CISG m. 80’de de sorumsuzluk hallerinden birisi düzenlenmiştir; düzenlenen ihlalin karşı tarafın davranışlarından kaynaklanması halidir.

CISG kapsamında sözleşmenin ihlali halinde yani yukarıda açıklandığı üzere, “ayıplı ifa” halinde alıcının sahip olduğu haklar m. 45 ‘te düzenlenmiştir:

Alıcının ayıplı ifadan doğan seçimlik hakları:

  • Aynen ifa talep etme hakkı (m. 46/1),
  • Ayıpsız benzeri ile değişim talep etme hakkı (m. 46/2),
  • Ücretsiz onarım talep etme hakkı (m. 46/3),
  • Sözleşmeden dönme hakkı (m. 49) ve
  • Bedelde indirim talep etme hakkı (m. 50)

Alıcının tazminat talep etme hakları:

  • Sözleşmenin ihlal edilmesinden doğan zararın tazmini (m. 74)
  • Sözleşme bedeli ile ayıplı ifa yüzünden alınan ikame mal bedeli arasındaki farkın tazmini (m. 75)
  • Sözleşme bedeli ile sözleşmeden dönme anında malların cari fiyatı arasındaki farkın tazmini (m. 76)

07.12.2023

Meltem Göncüoğlu

Avukat